1 Aralık 2008 Pazartesi

Traps 'N' Treasures

Starbyte Software tarafından 1993 yılında piyasaya sürülen platform oyunu...

Oyunda Jeremy Flynn adlı korsanı kontrol ediyoruz. Gemimizdeki tayfalar ve hazinelere Captain Redbeard tarafından el konulunca bizede onları tekrar ele geçirmek düşüyor...
Oyunda Threadneedle Lagoon, Skull Grotto, The Temple ve The Fortress olmak üzere toplam 4 bölüm var. Oldukça uzun olan bu bölümler tuzaklar, puzzle'lar ve gizli odalarla dolu. Her bir bölümü geçebilmek için o bölümdeki tayfalarımızın hepsini kurtarmamız lazım. Ayrıca bölümlerde Shop'larda var...
Her bölüm boyunca topladığımız altınlarla buradan enerji, silah, harita gibi çeşitli objeler alabiliyoruz. Birde kumar oynama seçeneğimiz var ki benim kazandığım hiç olmamıştır.
Oyundaki puzlle'lar genelde mantık üstüne kurulu fakat bazı puzlle'larda İngilizce bilmemiz de gerekebiliyor. Amiga'da oynadığım zamanda bendeki versiyonu Almanca'ydı, bu yüzden belli bir süre sonra takılmıştım.
Oyunda her ne kadar çok müzik olmasada denize girdiğimiz zamanlarda çalan o atmosferik müzik çoğu kişinin hafızasında yer edinmiştir.
Amiga'nın klasik platform oyunlarından biri.

29 Kasım 2008 Cumartesi

Amiga Hakkında Bilmedikleriniz 2

-Amiga İsponyalca'da "kız arkadaş" anlamına geliyor. Amiga'nın özel üretim çipleri de birer kız ismine sahipti Agnus, Denise ve Paula.

-Amiga'nın dünyayla ilk tanışması 23 haziran 1985'te gerçekleşti. Geceye katılan isimler arasında Andy Warhol ve Blondie grubunun solisti Debby Hart da vardı...

-Workbench 1.3'lü bir Amiga 500, 512 kb'lık hafızasıyla multitasking yapabiliyordu.

-Bilim-kurgu dizisi Babylon 5'deki uzay gemileri bir Amiga 4000 üzerinde yaratıldı.

-Mouse her ne kadar Amiga'dan çok daha önce icat edildiyse de, bir oyun cihazı olarak kullanılması Amiga sayesinde oldu.

23 Kasım 2008 Pazar

Ugh!

Play Byte tarafından 1992 yılında piyasaya sürülen platform oyunu...

Oyunumuz taş devrinde geçiyor, yönettiğimiz karakter ( Kaptan Mağara Adamı'na benziyor :) sevgilisini nasıl etkiliyeceğini düşünürken kafasına bir elma düşer ve aklına taksicilik yapmak gelir.
Oyundaki her bölüm Single-Screen yani tek bir ekranda geçiyor. Amacımız kapılardan çıkan adamları toplamak ve hangi numaralı kapıyı istiyorlarsa oraya sağ salim götürmek. Çok kolay gibi gözüksede ilerleyen bölümlerde oyunu zorlaştıracak bir sürü engel çıkıyor...
Bu engellerden bazıları uçan kuşlar ve dinazorlar. Bazı bölümlerde su git gide yükseliyor ve hızlı olamazsak yolcularımız teker teker boğuluyor. Özellikle yaşlı adamlar yüzme bilmedikleri için suya düştüklerinde onları kurtarmak için hiç şansımız yok. İlerleyen bölümlerde yağmur bile oluyor ve aracımızın kontrolü baya zorlaşıyor...Oyunun kontrollerine alışmak biraz zaman alabilir. Sesler ve müziklerde oyunun atmosferine gayet uygun. Oyunun çoğu Amiga oyunlarına ters bir özelliği de bu oyunda joystick kıramamız çünkü çoğu platform oyununun aksine bu oyunda joysticke karşı çok narin davranmamız gerekiyor :).
Tam 70 bölüm süren bu oyuna, nostalji severler tekrar bir göz atabilir...

11 Kasım 2008 Salı

The Secret Of Monkey Island

Lucas Arts tarafından 1990 yılında piyasaya sürülen adventure oyunu...

Oyunda, korsan olmak isteyen Guybrush Threepwood'u yönetiyoruz ve tabi oyundaki ilk amacımız Guybrush' ı korsan yapabilmek. Ancak esas macera korsan olduktan sonra başlıyor sevgilmiz Elaine Marley, korsan hayalet Lechuck tarafından kaçırılıyor ve bizde ardından peşlerine düşüyoruz... Oyun her açıdan çok neşeli bir oyun. Diyalogların arasına yedirilmiş espriler çok iyi (Bana kahkaha attıran oyunlardandır:). Oyunu bu kadar neşeli kılan en önemli etken ise Guybrush Threepwood, kesinlikle oyun dünyasının en komik karakteri.
Oyun oynanış olarak klasik point&click tarzında. Puzzle'ları çözebilmemiz için doğru eşyaları doğru yerlerde kullanmamız lazım. Oyunu rahatça oynayabilmeniz için iyi bir İngilizce'ye sahip olmanız gerekiyor çünkü oyunda birçok insanla konuşuyoruz ve bu konuştuklarımız puzzle'ları çözmemiz için bize oldukça fayda sağlıyor.
İşte Monkey Island'ın vazgeçilmezi kılıç dövüşleri. Tabi bu bir adventure oyunu olduğu için karşıdaki korsana kılıcımız ile vurabilmek için yine aklımızı kullanmamız gerekiyor. Burdaki amacımız karşı korsanın dediğine konuşma listesinden uygun bir cevap vermek. Örneğin; "You fight like a dairy farmer" lafına karşılık bizim "How appropriate. You fight like a cow." gibi bir cevap vermemiz gerekiyor.
Dört oyunluk bir seri olan Monkey Island birçok oyun yapımcısını hatta film yapımcısını etkilemeyi başardı (Pirates of the Caribbean serisinde bu oyundaki bazı espriler kullanıldı) ve tüm adventure sevenlerin hafızasında çok özel bir yer edindi.

Tüm zamanların en iyi ve en eğlenceli oyunlarından biri. Gerçek bir klasik...

5 Kasım 2008 Çarşamba

Amiga Hakkında Bilmedikleriniz

-İşlerinde Amiga'yı kullanan bazı önemli isimler arasında; Andy Warhol, Arthur C. Clarke, Simpsons'ın yaratıcısı Matt Groening ve daha pek çoğu vardı...


-Amiga 600'ün ilk ismi, aslının yarısıydı yani Amiga 300. Fakat Piyasaya çıkmasından hemen önce Amiga 500'ün başarısının izini takip etmesi için ismi değiştirildi.

-Amiga'nın kullandığı sıkıştırma algoritmalarından LZX sonradan Microsoft tarafından satın alındı ve günümüz kurulum dosyalarında kullanılan CAB sıkıştırma formatına temel oluşturdu.

-Geniş bir Amiga 4000 ağı Steven Spielberg filmi Jurassic Park'ın ön canlandırma sahnelerinin yapımında kullanıldı. Terminator II, The Abybys, Total Recall gibi birçok filmin yapımında da Amiga'lar kullanıldı.

-İlk üretilen Amiga 1000'lerin kasasının içinde Amiga'nın Yaratıcısı Jay Miner'ın köpeği Mitchy'nin pati izi vardı.

12 Ekim 2008 Pazar

Disposable Hero

Gremlin Graphics tarafından 1993 yılında piyasaya sürülen shoot'em up oyunu...

Oyunda değişik özelliklere sahip iki uzay gemisinden istediğimizi seçebiliyoruz (ikinci gemi üçüncü level'dan sonra açılıyor).
Oyundaki amacımız hemen hemen tüm shoot'em up oyunlarıyla aynı önümüze çıkan herşeyi yok etmek :).

Oyunun en güzel özelliği topladığımız power up'lar sayesinde gemimizi modifiye edebilmemiz. Bunun için power upları topladıktan sonra mavi yerleşim bölgelerine inmemiz gerekiyor. Seçenekler genelde silahlar üstüne olmasına rağmen kalkan da alabiliyoruz.Oyunu easy modunda bitiremiyoruz belli bi level'dan sonra normal veya hard modunda oynamamız gerekiyor.
Oyunun en büyük artılarından biriside bölüm dizaynlarıydı. Her bölüm birbirinden tamamen farklı ve oldukça güzel dizayn edilmişti. Oynanabilirlik açısındanda başarılıydı, oyun hiçbir yerinde kendini tekrar etmiyordu (üstelik bir shoot'em up oyunu olmasına rağmen).

Amiga'nın, aklımda en çok yer edinen shoot'em up oyunlarından biri..

1 Ekim 2008 Çarşamba

The Lost Vikings

Interplay Productions tarafından 1993 yılında piyasaya sürülen puzzle - platform oyunu...

Oyunun konusu kısaca şöyle, Vikinglerimiz uyurken, köylerine Tomator tarafından kontrol edilen bir uzay gemisi gelir ve Vikinglerimizi kaçırırlar. Amacımız tabi ki Vikingleri sağ salim köylerine geri götürmek.
Oyunda farklı özelliklere sahip 3 tane Vikingi kontrol ediyoruz. Bunlar; Erik the Swift, Baleog the Fierce ve Olaf the Stout. Erik'in özellikleri zıplamak ve bazı duvarları kafasıyla kırmak, Baleog ise kılıcı ve oku sayesinde düşmanları öldürebiliyor aynı zamanda oku, ulaşamayacağımız bölgedeki düğmeleri etkin hale getirmek içinde kullanabiliyor, Olaf ise kalkanını kullanarak düşmanlardan zarar görmemizi engelliyor ikinci modda ise kalkanı yukarı alarak paraşüt şeklinde kullanabiliyor.
Oyunda bölüm geçebilmek için 3 vikingide çıkış kapısına ulaştırmalıyız biri bile ölse bölümü geçemiyoruz. Bölümler boyunca bir çok power up alıyoruz ve bu power up'ları diğer vikinglere verebiliyoruz.
Oyundaki puzzle'lar çok güzel ayarlanmış bazı yerlerde 3 vikinge de ihtiyacımız oluyor ki buralarda oldukça hızlı olmak gerekiyor. Ayrıca puzzle'ları çözmemiz için bazen Vikinglerin özellikleri yeterli olmuyor. Bu durumlarda bölümlerdeki vinç, helyum borusu gibi aletleri kullanmamız lazım.
Oyunun en beğendiğim özelliklerden birisi mizah anlayışıydı. Eskiden Vikinglerin her dediğini kelime kelime sözlükten bakıp anlamaya çalışırdım (bu oyun İngilizceme çok şey katmıştır :). Daha oyunun ilk bölümünde Star Wars'a bir gönderme var Erik uzay gemisinde uyandığında ilk olarak "I have a bad feeling about this" diyor Star Wars filminin fanları için unutulmaz bir replik. Aynı bölümde birden çok ölürsek bu sefer de bizle uğraşmaya başlıyolar. "Hey! haven't we been here before?","I have a strange feeling of deja vu" gibi bizi ti'ye alcak laflar ediyolar.

Tüm oyunseverlerin hoşça vakit geçirebileceği bir oyun. Nostalji severlere önerilir...

25 Eylül 2008 Perşembe

P.P. Hammer

Demonware tarafından 1991 yılınsa piyasaya sürülen puzzle - platform oyunu...

Oyunda P.P. Hammer adlı karakteri yönetiyoruz (şaşırdınız di mi :). Oyundaki amacımız bölümlerin içine serpiştirilmiş hazineleri bulmak ve çıkış kapısına ulaşmak.
Oyunun tam adı P.P. Hammer and his Pneumatic Weapon. Oyun sırasında da en çok başvurcağımız alet Pneumatic Weapon ( Darbeli Matkap :). Bu alet sayesinde kutuları kırıp ilerleyebiliyoruz. Ancak kutuları kırarken ilerleyeceğimiz yolu önceden kestirmemiz lazım çünkü belli bir süre sonra kırdığımız taşlar tekrar yerine geliyor ve bizde o yerde bulunuyorsak ölüyoruz. Oyundaki bölümler 4 farklı şekilde dizayn edilmiş, bunlar; Rome, Egypt, Castle ve Ice. Birde bonus bölümü var. Bu bölümün dizaynı ise Lego şeklinde. Bölümlerde birçok tuzak mevcut ancak oyun boyunca aldığımız notlar bizi bu tuzaklar için önceden uyarıyor.
Oyun boyunca birçok power up alıyoruz. Bu power up'lar sayesinde daha yukarı zıplama, görünmez olma ekstra zaman gibi çeşitli özellikler kazanabiliyoruz.
Oyundaki düşmanları öldürme gibi bi seçeneğimiz yok, zaten genelde düşmanlar yüzünden ölmüyoruz kendi kendimize yaptığımız hatalardan dolayı ölüyoruz.

Oyun çok keyifli bir oyun, ancak hatırlatmak gerekir ki bu oyunda joystick kırdırtan oyunlardandır :).

17 Eylül 2008 Çarşamba

The Great Giana Sisters

Rainbow Arts tarafından 1987 yılında piyasaya sürülen platform oyunu...

Amiga, Amstrad, Spectrum ve Commodore 64 gibi bir çok platformda piyasaya çıkan oyun, tüm zamanların en iyi platform oyunlarından biri...
Oyunda adındanda anlaşılabiliceği gibi Giana adlı karakteri kontrol ediyoruz... Oyun için kısaca Mario'nun kız versiyonu diyebiliriz. Oyun oynanış açısından Mario'ya çok benzesede bana göre kesinlikle ondan daha zevkli bir oyun... Düşmanları üstlerine zıplamanın( her düşman için geçerli değil ) yanı sıra ateş ederekte öldürebiliyoruz. Fakat bunun için power up'ları toplamamız lazım... Bu power up'lar sürekli olarak karakterimize çeşitli özellikler katıyor. Örneğin ilk aldığımızda kutuları zıplayarak kırmamızı sağlarken arka arkaya aldığımız takdirde ateş etme, güdümlü ateş etme, zaman gibi çeşitli özelliklerde power up'lar alabiliyoruz... en sonunda ise hak alıyoruz. Öldüğümüz takdirde ise topladığımız power up'ların hepsi siliniyor.
Oyun her ne kadar kolay gibi gözüksede ilerleyen Level'larda aşırı zorlaşmaya başlıyor. Oyunu hile kullanmadan bitirmek gerçekten çok zor. Eminim ki oyunun bu zorluğu nedeniyle oyunu oynayan çoğu kişi sinirden joystick kırmıştır :). Oyunda enerji yok düşmana deydiğiniz an ölüyorsunuz. Bu nedenle elmasları bol bol toplayıp ekstra haklar almak gerekiyor. Klasik olarak 100 elmas 1 hak kazanmamızı sağlıyor.
Oyunun grafikleri sade ve güzel. Oyunun müzikleri ise tek kelime ile muhteşem. Chris Hülsbeck tarafından bestelenen müzikler Press Play On Tape ve Machinae Supremacy tarafından tekrar yorumlandı. Oynanabilirlik açısındanda oldukça başarılı. Oyunu bitirmek için adeta hırs yapıyorsunuz...

Nostalji severlere ve çok iyi bir oyuncu olduğunu iddia eden herkese bu oyunu oynamalarını öneriyorum..

11 Eylül 2008 Perşembe

Yo! Joe!

Play Byte & Hudson Soft'un 1993 yılında piyasaya sürdüğü Platform - Beat'em up oyunu...

Oyunda tek kişilik mod'da Joe adlı karakteri yönetiyoruz ve klasik olarak düşmanları öldürüp ilerlemeye çalışıyoruz.Oyundaki silahlar arasında demir boru, testere, molotof kokteyli gibi farklı seçenekler var. Oyunun en iyi özelliklerinden biri silahlar arası geçiş yapabilmemiz. Silahsız Durumlarda ise tekme tokat dövüşmek zorunda kalıyoruz :)... Oyunun bir diğer özelliği de her bölümden sonra bonus bölümü var ve bu bölümde bir kuşa binip, shoot em up tarzında kısa bir bölüm oynuyoruz... Bu bölümde topladığımız puanlarla bölüm sonunda enerji ve hak kazanabiliyoruz... Oyunda Transilvanya, Piramitler ve Japonya gibi birbirinden farklı 6 adet bölüm var. Oyundaki bölümlerde bir sürü alternatif yol var, bölümlerin hepsi uzun ve bu her bölümde bizi 3 tane boss bekliyor... Bölüm dizaynları her ne kadar bazı yerlerde çok göz alıyorsada gayet başarılı.
Oyun'da password ve save seçeneğinin olmaması çok kötü. Oyuna başladınızmı direk bitirmeniz lazım ki bu oyunda çok kolay bitirilcek bir oyun değil. Özellikle İkinci bölümden sonra oyun çok zorlaşmaya başlıyor...
Grafikler başarılı. Müzikler ise normal oyunlarla kıyaslandığında vasatı geçemiyor. Oynanabilirlik olarakta gayet zevkli bir oyun, özellikle farklı yolları denemek oyunun zevkini arttırıyor ancak bölümlerin uzun olması nedeniyle o kadar ilerlemenize rağmen öldüğünüzde tekrar baştan başlamak zorunda kalıyorsunuz...

Kısacası ufak tefek eksilerine rağmen gayet başarılı bir oyun...

7 Eylül 2008 Pazar

Press Play On Tape

Press Play On Tape, 1999 yılında kurulan alternatif bir müzik grubu. Bu grubun bu sayfada yer bulmasının nedeni ise Commodore 64 ve az da olsa Amiga oyunlarının şarkılarını yorumlamaları...

André Tischer, Uffe Friis Lichtenberg, Jesper Holm Olsen, Martin Koch, Theo Engell-Nielsen ve Søren Trautner Madsen'dan kurulu grubun iki albümü var. İlk albüm olan LOADING READY RUN 2000 yılında, ikinci albüm RUN/STOP RESTORE ise 2004 yılında piyasaya sürüldü.
Grup üyeleri Deadline Games, IO Interactive ve NDS Group gibi önemli şirketlerde çalışıyorlar, arta kalan zamanlarında ise gruba zaman ayırıyorlar... Grup son konserlerinde oyun müziklerinin dışında 80's TV Medley adı altında 80'lerin unutulmaz dizi ve film müziklerini 5 dakikalık kısa bi potbori şeklinde çaldılar (Knight Rider / Miami Vice / Ghostbusters / The A Team / Dallas / Dempsey & Makepeace / McGuyver / Bravestar / Transformers / V / Dick Turpin / Airwolf).Grubun konserlerinde çaldıkları oyun müziklerinden bazıları Giana Sisters, Monkey Island, Cannon Fodder, Arkanoid, Pacman. Konserlerin en önemli özelliği ise grup hangi oyunun müziğini çalıyorsa o an arkadaki perdeye o oyunun görüntüleri geliyor. Grubun Youtube'da birçok videosu var, özellikle Monkey Island'ı dinlemenizi tavsiye ederim...Canon Fodder'ı çalış stilleri ise çok ilginç, sadece bu şarkıda gitarları, davulu vs. bırakıp çeşitli konsolların gamepad'leri ile çalıyolar...Nasıl olduğunu anlatmam çok zor Youtube da ufak bi arama ile kolayca bulabilirsiniz. Tabi Youtube açıksa :)...

4 Eylül 2008 Perşembe

Another World

U.S. Gold tarafından 1991 yılında piyasaya sürülen arcade - platform oyunu...

Delphine Softare tarafından geliştirilen oyun, bir çok oyuncuya göre tüm zamanların en iyi oyunlarından biri...

Oyunda Lester Knight Chaykin adlı karakteri yönetiyoruz. Karakterimiz bir bilim adamı ve bir gün laboratuarda deney yaparken laboratuara yıldırım düşmesi sonucu kendisini bambaşka bir gezegende bulur ve olaylar gelişir.
Oyuna ilk başladığımız anda elimizde hiçbirşey yok. İkinci bölümün hemen başlarında silaha sahip oluyoruz. Bu silahı 3 farklı şekilde kullanabiliyoruz (basıp çektiğimizde ateş, biraz basılı tutarsak kalkan, uzun süreli basılı tutarsakda daha güçlü ateş). Çoğu bölümde bulmacalar var. Oyundaki birbirinden farklı mekanlardan bazıları göl, mağara ve hapishane.
Oyun birçok açıdan yenilikçi bir oyundu. En büyük yeniliği ise şüphesiz sinematografik yapısıydı. Oyun, sinema dünyasıyla oyun dünyasını birleştiren ilk yapımlardandı. Senaryosu ve görselliğiyle adeta sürükleyici bir film gibiydi, birçok sahnesi oyun tarihinin unutulmazları arasında yer alır. Aralara eklenmiş müthiş videolarıda unutmamak gerekir.
Amerika'da Out of this World adıyla piyasaya sürülen oyunun birde 2006 yılında 15. yılı nedeniyle piyasaya çıkmış geliştirilmiş bir versiyonu bulunmaktadır.
Bilgisayar oyunlarına meraklı her kişinin mutlaka oynaması gereken bir oyun. Her yönüyle bir başyapıt.